IMG_2773

Evet bu gece 60. Eurovision Şarkı Yarışması’nın jüri finali gerçekleştiriyor. Peki gecede neler oldu? İşte detaylar… Öncelikle bu yıl karşımıza çıkan yeni bir şeyden bahsetmek istiyorum. Ekranlarımızın sol altında alışık olduğumuz “ülke kodu, ülke adı”na bu yıl hashtag de eklenmiş. Örneğin: “14 ALBANIA #ALB”. Gelelim performanslara:

Moldova: Bu yıl nadir rastlanan hareketli şarkılarından. Sahnede beş kişi ve hepsi polis üniformalarıyla eşlik ediyor. Sesinin provalardan bir farkı yok. Havai fişek gösterisi eklenmiş. Açılış için iyi bir parça olmuş, enerjik.

Ermenistan: Ermenistan bilindiği üzere altı kişiden oluşan “Genealogy” grubuyla yarışıyor. Politik mesajlarını bir kenara atarsak enstrümantal bir parça olduğunu söyleyebiliriz. Şarkıdaki iniş çıkışlar benim hoşuma gitmese de sevene mâni olmam. Avrupa’nın bu şarkıya ne yapacağını gerçekten merak ediyorum. Provalardan farklı olarak arkaya alevler eklenmiş. Sesleri ise normaldi.

Belçika: Sesi provalara göre oldukça iyi ve heyecanını yenmiş gibi duyuluyordu. Ama hâlâ etrafa şaşkın bakmaya devam ediyor. Sahnenin ışıklandırması, dikkat çekmesini sağlamış. Back vokaller ile oldukça uyumlu. Şarkısını oldukça içten, hissederek söylüyor ve sesine hakim. Basın merkezinde epey alkış aldı.

Hollanda: Yüzündeki file ile karşımıza çıkıyor provalardaki gibi. Sesi gerçekten kusursuz. Ancak parmaklarındaki yazılara pek bir anlam veremedim. Kendisine dört back vokal eşlik ediyor. Arka planda ise bir erkek silüeti. Yüzünde ağlamaklı bir ifade var, provalarda daha güler yüzlüydü. Sanki biri “Ağla ağla açılırsın.” demiş gibiydi.

Finlandiya: Gerçekten üç dakika olmadığı için şükrettiğim şarkı. İnsanların topluma kazandırılması iyi bir şey ancak bu böyle yapılmamalı. Şarkı sislerin içinde söyleniyor. Öte yandan basın merkezinde yüksek alkış alan şarkılardan biri oldu.

– Finlandiya ‘dan sonra Avustralya’ya “Günaydın” göndermesi yapmaları ilginç olmuş şarkı arasında. Avustralya’nın bu yıl katıldığı her fırsatta vurgulanıyor ve Greenroom’a bağlanılıyor. (Bunları anlatmam “spoiler” mı oluyor bilemiyorum ama.)

Yunanistan: Çocuklarla resim yaptığı bir postcarddan sonra şarkısına başlıyor. Sesinde bir sorun yok her zamanki Maria. Sahnedeki bazı hareketleri Conchita’yı anımsatıyor (elini kaldırışı vb.). Arkasında dönme dolabı andıran ışık kümesi var ve bolca rüzgâr kullanılmış (Eurovision’da slow şarkılarda alıştığımız rüzgâra şarkı söyleme olayı). Kendisine beyaz piyanolu bir piyanist eşlik ediyor ama ne var ki ben piyano sesini duymadım. Basın merkezinde alkış alan şarkılardan.

Estonya: Tatlı grubumuz kaykay kayan postcardlarının ardından şarkıya başlıyor. Tarzları farklı olsa da bana 2014’ün Hollanda’sı gibi geliyor. Açıkçası ulusal final performansları daha cana yakın gelmişti. O büyü bozulmuş sanki. Finali hak ediyorlar mı?: EVET. Basın merkezinde alkış aldı, hatta üstüne ıslık çalan bile oldu.

Makedonya: Kayak yapan Daniel’den önce basın merkezinde takımımızdan Özge için ellerimiz kızarana kadar Team Daniel ile alkışladık. Şarkının yeni versiyonu tuhaf gelse de gerçekten iyi. Umarım finalde olur.

Sırbistan: Kendine kumaş üreten Bojana postcardından sonra parlak elbisesiyle karşımızda beliriyor. İlk provalarda izlediğimiz saçlarından vazgeçip ikinci provalardaki hâline dönmüş. Şarkının ortasında soyunup zıplayan dansçıların uyumsuzluğuna hâlâ anlam veremiyorum ve her şeyin hayırlısı diyorum. Basın merkezinde alkış aldı mı?: EVET. Niye aldı?: Ben de bilemiyorum. Bu arada nakaratın son tekrarında sesi biraz gitti.

Macaristan: İtfaiyeci Boggie postcardda yangını söndürdükten sonra kırmızı kıyafetiyle şarkıya başlıyor. Saf ve temiz sesine dört vokalist ve gitar eşlik ediyor. Arka planında uzay boşluğu var. Basın merkezinde ortalama bir alkış aldı.

Belarus: Postcardlarında fotoğraf çekimlerinden görüntüler var. İnsan istemsiz olarak şarkıya eşlik ederken buluyor kendini “ha-hayyy” diye. Basın merkezinde alkış aldı ama ortalama bir alkıştı.

Rusya: Polina kendisine gelen elması kabul ettikten sonra şarkısına başlıyor. Karanlığın içinde beyaz elbisesi ve duru güzelliğiyle çok sıcak duruyor. O kadar sade ve asil ki… Bu yıl da elbiseyi projeksiyon perdesi olarak kullanmayı sürdüren şarkıcılardan. Sahnede arkasındaki bateristi gerçekten görmek istemiyorum, aynı şekilde gitaristi de. Ancak maalesef gözümüzün içine sokuyorlar. Sesi, duruşu her şey mükemmel. Rusya yine son anda iyi bir seçim yapmış. Oy potansiyeli var, provalara göre gerçekten iyi. ÇOK FAZLA ALKIŞ ALDI.

-Greenroom’a bağlanılıyor. (Detaylar yarına kalsın.).

Danimarka: Kızaklı postcardlarından sonra bir Eurovision’un olmazsa olmazı erkek rock grubu (rock sayılmasa da) Anti Social Media’yı izliyoruz. Ulusal finale göre kıyafetleri daha modern olsa da hâlâ 60’larda. Sesleri gayet normal. Bir şekilde finalde olur diye düşünüyorum. Bu arada vokalist kızlar niye 60’ların hostes kıyafetlerini giyiyor onu çözemedim.

Arnavutluk: Elhaida sevmediğim saçıyla yine sahnede. Show açıkcası çok dağınık geldi. Sesi bir yerde gitti. Biraz hayal kırıklığına uğradım. Dilerim finalde olur.

Romanya: Şakılarını Romence-İngilizce söyleyen Voltaj grubunun İngilizce’ye geçtikleri epey sonra anlaşılıyor (En azından benim için öyle.). Arka planda fotoğraflar bolca. Ulusal finalde yatakta yatan çocuğu bu kez Greenroom’da görüyoruz.

Gelelim bu gecenin son ülkesine:


Gürcistan:
Bugün biraz hasta olan Nina’yı gerçekten merak ederek bekledim. Kendisi postcardda terzi olmuş. Sesi normale dönmüş (Şükür.). Sahneye olukça hakim. Gürcistan bence bu yıl kazanmayı hak eden ülkelerden. Nina özellikle ulusal final ve klibinden sonra giyinmeyi öğrenmiş ya da danışmanı değişmiş. Her kim ne yaptıysa gayet iyi olmuş. Dumanlar içinde sahnede tek ve güçlü duruyor.

Benden bu kadar. Yarın herkese iyi seyirler…