Dobro večer! Hepimiz biliyoruz ki çok sevdiğimiz ve sevmekten kendimizi alıkoyamadığımız ESC hakkında çok sayıda klişe mevcut. Ben de, sitemizin sloganından yola çıkarak bunları teker teker incelemeye karar verdim. Gelin, beraber inceleyelim.
1-Eurovision siyasetten ibarettir.
Evet efendim. Hepimizin bildiği bir gerçek(!). Eurovision siyasetten ibarettir(!). İnsanlar şarkıya değil de ülkelere oy verirler. Her şey tezgahtır. Hatta arkadaşlarımızdan biri bu tespiti yaptığında, o kadar hak veririz ki tepkimiz aynen böyle olur:
2-Komşular birbirlerine oy vermektedir.
Kesinlikle çok yanlış bir davranış. Neden birbirlerine oy verirler ki?! Komşu komşunun külüne muhtaç değil ne de olsa. Yunanistan – Kıbrıs 12’leşmesi bunların içinde en bilineni. 2008, 2009, 2010 ve 2012’de birbirlerine 12 puan veren Türkiye ve Azerbaycan’ın bu yaptığına ise: “Komşular birbirine oy veriyor.” demiyoruz. Benim coğrafya bilgim mi yanlış; yoksa Azerbaycan bizim komşu ve kardeş ülkemiz mi değil?
3-Hadise kotla katılsaydı kesin kazanırdı.
Kesinlikle. Hadise, Moskova’da düzenlenen yarışmada detone olmuş; arka plan göz yormuş ve sesi berbat çıkmıştır. Ve daha pek çok şey… Bütün bunların tek sebebi ise ne yarışma öncesinde soğuk algınlığına yakalanması ne de Sinan Akçıl’ın onu aldatmasıdır. Tek suçlu, giymediği kot pantolonudur.
4-maNga kazanmalıydı.
Kesinlikle. Ciddiyim.
5-“Conchita” değil “Sakallı Kadın”
Evet. Kimliğinde Soyad: Kadın; Ad: Sakallı diye yazıyor.
6-Sakallı kadın mı olurmuş?!
Nedense bu soru aklıma Recep Tayyip Erdoğan’ın yıllar evvelki o meşhur demecini getirdi: “Hem laik hem müslüman olunmaz! Ya laik olacaksın ya müslüman!”. İşte Türk halkı olarak, cinsel tercihlere bakış açımız bu şekilde: “Hem erkek hem kadın olunmaz! Ya kadın olacaksın ya erkek!”
7-Eurovision fanı mı olurmuş?!
Tabiî canım. Tü kaka Eurovision! Eurovision’un sevilmeye hakkı yok ki! Hele şu şekilde:
8-Valentina’dan başka sanatçı mı yok?!
Yok. Olsa neden 3 defa aynı kişiyle katılsın?