Bu yılın ilk açıklanan temsilcilerden biri olan, Eurovision çevresinde bestesinin Željko Joksimović
tarafından yapılacağı öğrenildikten sonra büyük favorilerden biri hâline gelen Karadağ’ın temsilcisi Nenad Knežević Knez ile özel bir röportaj yapma fırsatı yakaladık.
1. Müziğe karşı olan ilginizi çok erken yaşlarda fark etmişsiniz, Podgorica’da Naša Radost (Neşemiz) adlı festivalde sahne aldığınızda daha sadece 6 yaşındaymışsınız. Bize bu yolun başlangıcını düşündüğünüzde ne hissettiğinizi biraz anlatır mısınız?
Müzik yapmam çok doğal ve mantıklıydı. Zaten dedem bir güzel sanatlar lisesinin ve konservatuvarın kurucularından biriydi, babam da Karadağ’daki en başarılı müzisyenlerden biriydi. Aynı zamanda Karadağ’daki ilk pop grubunun kurucusuydu ve büyük bir uluslararası kariyere sahipti, Avrupa’daki çoğu ülkeye ve birçok eski Sovyet ülkesine konuk olmuştuk. Daha sonra babamın çok güzel besteler yapan bir meslektaşından davet aldım ve bunun sayesinde 6 yaşında bir festivalde sahne aldım ve birinci oldum, bu benim için bir başlangıçtı ve her şey bunun ardından başladı. Bir çocuk korosu olan “Suncokrili”nin bir üyesi oldum, daha sonrasında büyük çocuklar için yapılan birçok festivalde performanslarım oldu.
2. Müziğe olan yeteneğinizi lisede de göstermeye devam ettiniz, şu an hâlâ dinlediğimiz iki hit parçayı, “Da L’ Si Ikada Mene Voljela” (Beni Hiç Sevdin Mi?) ve “Kao Magija” (Sihir Gibi)’yi bestelediniz. Bu şarkılar hayatınızı değiştirdi mi, ve bu zamanlarda müziğin sizin için büyük bir sevgi olduğunu, bunun ömür boyu süreceğini hissetmiş miydiniz?
Bir lise öğrencisi olarak ilk grubum olan “Visoka Frekvencija” (Yüksek Frekans)’yı kurdum ve bu iki şarkı bu süre zarfında doğdu. Daha sonrasında pop müziğimizde daha ciddi noktalara vardı. İlk önce “Da L’ Si Ikada Mene Voljela” (Beni Hiç Sevdin Mi?) adlı parçayı, en prestijli müzik festivallerinden biri olan ve aynı zamanda Yugoslavya’nın en önemli isimlerini bir araya getiren MESAM için yaptım. O şarkıyla bir sanatçı olarak ilk kez kendimi temsil ettiğim bir platformdu, aynı zamanda müzik alanında yolculuğumun halka ulaştığı bir etaptı. Bir sonraki sene “Ti Si Kao Magija” (Sihir Gibisin) adlı parçayla aynı festivalde ikinciliği elde ettim. bu sayede ciddi anlamda müzik piyasasına giriş yaptım çünkü diğer müzik ödüllerine layık görüldüm.
3.Şu ana kadar 8 albüm çıkarttınız ve hepsi birbirinden farklı tarzdaydı, aynı zamanda en az bir hit şarkı çıkardı. Özellikle sevdiğiniz ya da önemsediğiniz bir tanesi var mı?
Üçüncü albümüm olan “Automatik” (Otomatik), çünkü kendimi en çok verdiğim albüm oydu, müzikal olgunluğa bu albümle eriştiğimi düşünüyorum. Yorumlama, düzenleme gibi alanların tamamı hakkında tartıştığımız bir albüm olmuştu.
4. Bunun yanında “The Magic Of Balkan” adlı bir albüm yaptınız. Bu albümün sizin için önemi nedir? Bu albümü yapmanızın sebebi etnik müziğe karşı olan sevginiz miydi?
Evet, tamamıyla yöresel ve kültürel miraslarımıza duyulan sevgi için yaptığım bir albümdü. Erken yaşlarımdan beri bu kültüre hayranlığım var, bu yüzden bu motifleri jazz ve soul gibi tarzlara eklemeye çalıştım. Magic Of Balkan, benim bu çalışmalarımın, benim temelimden çıkan bir ürünü oldu.
5. Şarkıların bu kadar özgün olup duygusunun spesifik olmasının yanında Balkan ritimlerini içermesinin sizin için önemi nedir?
Benim için önemli çünkü bizim. Dünyaya bir şey sunarken onun farkında olmamız gerekir. Bu ürünler bizim olmalı, bunlar bizim yapmayı en iyi bildiğimiz şeyler olmalı, bunlar bizim kültürel mirasımız, kökenimiz, kanımızda var. Yabancı şeyler yapmak zorunda değiliz, bu bizim kötü bir şey yaptığımız anlamına gelmez, yöresel ezgiler bize daha çok uyuyor.
6. Siz “Tvoje Lice Zvuči Poznato” (Tr: Yüzün Tanıdık Geliyor/Benzemez Kimse Sana) adlı yarışmada yarışan isimlerden biriydiniz. Bu yarışmada oyunculuğa olan yeteneğiniz de ortaya çıktı. Böyle bir sosyal sorumluluk projesinde yer almak sizin için ne ifade ediyor?
Benim için çok anlamlı, çünkü ben meslek hayatım boyunca birçok yardım konseri verdim, ve bu benim için normal bir davranıştı.Başka insanların hayatlarına dokunmanın yanı sıra büyük bir kitleye de oyunculuk konusundaki yeteneğimi göstermiş oldum. Aynı zamanda, özel olarak sevdiğim ve taklit ettiğim insanların taklidini yapma fırsatını yakaladım. Özellikle mutluyum çünkü bu bana pazarlama anlamında katkı ve aynı zamanda insanların beni farklı bir yönden görmesini sağladı, böylece gerçek tarafımın görülmesini sağladım. Şarkı söylerken ve oyunculuk yaparken nasıl biri olduğumu göstermiş oldum.
7. “Tvoje Lice Zvuči Poznato”da tanıştığınız ve hâlâ görüştüğünüz yarışmacılar var mı?
Kesinlikle hepsiyle.
8. Karadağ’ı temsil etmek için seçildiniz. Eurovision’da ülkenizin renklerini temsilen bulunacak olmak sizde nasıl bir his uyandırıyor? Böyle büyük bir yarışmanın parçası olmak sizde kaygı uyandırıyor mu?
Benim için çok anlamlı. Kabul ettim çünkü çok uzun zamandan beri istiyordum. Eurovision’da yer almak hayallerimi tamamlamak olacak benim için, elimden gelenin en iyisini yapmaya ve beklentileri karşılamaya çalışacağım. Şarkı Željko Joksimović tarafından bestelendi, bu yüzden de belli bir konseptimiz, şarkımız ve performansımız var ve Avrupa’ya sunacağımız şeyler var.
9. Bildiğiniz gibi Sergej Ćetković, Karadağ’ı Eurovision tarihinde ilk defa finale taşıdı. Kendisiyle konuştunuz mu? Size ne önerdi?
Sergej benim arkadaşım, ve tabiî ki biz geçen seneki katılımı hakkında da konuştuk, aynı şekilde benim katılımım hakkında da. Bana o atmosferden bir parça vermeye çalıştı. Farklı protokol ve organizasyonlar hakkında bilgi verdi. Ancak bunları kendim yaşamam gerekiyor. Ve umarım finale geçerim çünkü şarkım bunu hak ediyor.
10. Eurovision’u kazanmak için sizce hangi etmenler önemli? Sadece şarkı mı yoksa izlenim ve performans mı?
Bence tüm segmentlerin bir araya gelmesi: alışılmamış, akılda kalıcı ve orijinal bir performans, bu stresin sizi kontrol etmesini önleyecek bir konsantrasyon. Birçok şeyin bir araya gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Şarkı, şov ve birçok şey daha.
11. Eurovision ailesinin bir parçası olmak nasıl bir duygu? Eurovision’a katılmak sizin için bir hayal miydi?
Benim için çok anlamlı. Eurvision ailesi, insanların arasındaki farkları gözetmeyen, insanları ve yeni müzikleri kabul eden bir aile. Umarım şarkımı beğenirsiniz ve desteğinizi kazanabilirim.
Şarkısını dinleyin:
Fotoğraflar: Bojan Stanić
Milica Fajgelj’e iletişim için teşekkür ederiz.