/home/wpcom/public_html/wp-content/blogs.dir/146/74296492/files/2014/12/img_1085.jpg

Dün gece yayınlanan “O Ses Türkiye”nin yeni bölümünde Eurovision nostaljisi yaşandı.


İki yabancı yarışmacının düellosunun ardından Acun Ilıcalı’nın “Yarışmanın ülke sınırlarını aşması ve enternasyonelleşmesi bir bakıma Eurovision’un boşluğunu dolduruyor.” sözünün ardından açılan konu, üç jüri koltuğunun da sergilediği Eurovision performanslarından kesitlerle devam etti. Mazhar Alanson ile Özkan Uğur’un “Diday Diday Day”ın sahne arkası ve performansa hazırlık aşamalarını anlatmalarının ardından 1985’teki o görüntüler geldi ekrana.

Gökhan Özoğuz “Bu ülke topraklarından çıkıp da Avrupa’ya yüzü dönük ilk insanlardı.” diyerek MFÖ’ye beğenisini dile getirdi. O sene “karanfil, mavi kravat” gibi daha önce yapılmamış şeyleri yapmaya dikkat ettiklerini söyleyen Alanson ve Uğur, daha önce de sevilmelerine rağmen esas o gece meşhur olduklarını da sözlerine eklediler.

Sırada Hadise vardı. 2009’da Moskova’da katıldığı Eurovision Şarkı Yarışması’ndaki görüntülerini izlerken gözyaşlarına hâkim olamadı.

Ve bir sonraki video ise Gökhan Özoğuz ve Athena’nın ev sahipliği yılındaki performansları oldu.

Jüri üyeleri Türk bayrağını gördükleri an çok farklı hisler taşıdıklarını belirttiler.

Hadise, “Gökhan’ın olduğu yıl bambaşkaydı, İstanbul’daydı. Ben bir de Moskova’daydım ve önümde birsürü Türk bayrağı vardı. Orası çok başka bir şey.” dedi.

Gökhan Özoğuz heyecanını şöyle dile getirdi: “Hayatımda sahneye çıkarken böyle bir his hiç yaşamadım. Başlarda çok rahattım, çünkü çok yerde sahne aldık. Ancak ‘Sıra size geldi.’ dedikleri an sanki sırtıma ülkeyi yüklemişler gibi hissettim.”

Ebru Gündeş de şarkılara Türk ezgilerini ne kadar başarıyla yerleştirdiklerini beğeniyle ifade etti.