Tamı tamına kırk bir senelik geçmişe dayanan Eurovision tarihimizde neler yaşayıp gördüğümüzü bir biz bir de Allah bilir. Öyleki senelerdir süregelen bir klişe yaşadıklarımızdan doğmuş olabilir: Zaten bizden başka kimse Eurovision’u takmıyor. Sloganımızda dediğimiz gibi, ESCape from Cliches , bu tür klişelerden olduğunca uzağa kaçın.
Hepimiz farkındayız ki bu ülkenin temsilcisi olmak yarışmayı kazanmaktan epey daha zor. Çünkü temsilcilerimiz, yarışma için isminin açıklanmasından itibaren eleştiri oklarının hedefi haline gelmeye başlar ve gencinden yaşlısına herkes onu farklı açılardan eleştiri yağmuruna tutar. Son yıllarda en çok gündeme oturan temsilcimiz Hadise olmuştu. Kimisi sesini, kimisi şarkıyı, kimisi saçını beğenmiyordu. Neyseki genç sanatçımız ben her şeyi hayallerimdeki gibi yaptım ve sahnede çok rahattım diyerek bu eleştirilerden çok yara almadan sıyrıldı. Peki ya diğer temsilcilerimiz?
Sizler için geçmişte yayımlanmış haberleri taradık ve bizlere ilginç gelen başlıkları sizlerle paylaşmak istedik. Gazetelerin de attığı manşetlerle iyice garip hale gelen trajikomik haberler şu şekilde:
1975 Eurovision Şarkı Yarışması’nı Ding-a-dong şarkısıyla kazanan Teach-In grubuna göre 1974-1975 sezon şampiyonu rakipsiz Fenerbahçe olacakmış. Böyle bir yoruma mı şaşıralım yoksa buna yönelik bir soru yöneltilmesine mi bilemedik doğrusu.. Ancak grubun yorumu doğru çıkıyor ve Fenerbahçe o sene şampiyonluğa ulaşıyor.
1983 yılında İspanya bir çingene tarafından temsil edilmesinin yankıları… Gece sonunda onlarda bizim gibi 0 puanla yarışmayı tamamladılar ve ülke içinde yapılan eleştirilerin haklı olduğu doğru çıktı.
Başbakana göre sınıf atlamanın Eurovision Şarkı Yarışması ve bu gibi dev organizasyonlara ev sahipliği yapmakla gerçekeştiğini öğrendik..
Kıbrıs-Yunan diasporasını yeni yeni keşfettiğimiz yıllardan olsa gerek.
Eurovision’a katılmasının olanak dışı olduğu söyleyen Ajda Pekka’nın bir yıl sonra ülkemizi temsil ettiğini biliyor muydunuz?
Eurovision’u iki kez şarkıcı (1980,1987) ve bir kez besteci olarak kazanan (1992) Johnny Logan 1987 yılında Eurovision temsilcimiz Seyyal Taner’e sarılmış. Gazetelerde bu poz “Enişteden Teselli” şeklinde yorumlanmıştı. Johnny Logan’a enişte denmesinin sebebi ise Burçin Orhon (Süheyl Uygur’un eşi) ile yaşadığı aşk. Bu aşk kendisine Hold Me ‘yi yazdırdı…
Yanlış bir şekilde dua etmiş olsa gerek ki yarışmayı 0 puan ile tamamladılar.
Allah bir yerden alıyor bir yerden veriyor, sözüne çok güzel bir örnek. Sıfır puanla yarışmayı tamamlayan grup, aslında çok şanslıydılar.
Ulusal finallerde yurt dışında gerçekleşen büyük hazırlıkların zamanında ülkemizde de yaşandığının sadece bir örneği.
Sesimizi duymuş olacaklar ki sonraki organizasyonlarda farklı günler seçilmeye özen gösterildi.
Yıl 83 ve değişmeyen gündemimiz.
Sahne önemlidir. Bizler de bunun bilincine yıllar öncesinde varmıştık.
1991 yılında böylesine öngörülü bir önerinin yapılması çok etkileyici. Zamanımızda hala bir çok ülke ulusal finallerinde bu sistemi uyguluyor.
Rahmetli cumhurbaşkanlarımızdan Turgut Özal keşke 2003 yılındaki başarımızı görebilseydi.
Arkasından onca söz söylendi ki bu da onlardan sadece birisiydi. Rimi Rimi Ley şüphesiz en çok yorum yapılan şarkımızdı.