IMG_4848

Eurovision Şarkı Yarışması’nın 2. yarı finalinin provası ve jüri finali bu gece gerçekleşti. Peki neler oldu? İşte ayrıntılar:

Litvanya:

Litvanya postcardında çiftimiz aşk dolu bungee jumpingini yaparak işe başlıyor. İlk provaya göre Monika’nın tarzı oldukça iyi. Vaidas’ın da öyle. Ayrıca daha uyumlular ve ses sorunları ortadan kalkmış. Tek sorun arka planın aşırı renkli (göz yorucu) olması ve Vaidas’ın “Make some noise!” diye bağırarak şarkıyı ucuzlatması. İkisinin öpüşmesi daha ateşli bir hâl almış bu arada. Onlara dört back vokal eşlik ediyor.

İrlanda:

Molly postcardında arıcılığa merak salmış ve kendi ürettiği balların tadına bakıyor. Molly’nin sesinin stüdyo versiyonundan hiçbir farkı yok. Back vokalleri gayet uyumlu (Bu satırları yazarken basın merkezinde görüntü gitti ve herkes “Aaa!” dedi.)

San Marino:

Şarkı başlar başlamaz seyirciler arasından bir çığlık geldi. Kimdir neyin nesidir eğer bu satırları okuyorsa kendisiyle tanışmak isterim. Dört back vokalleri bize promo olarak dağıttıkları yanıp sönen rozetlerden takmış ve gerçekten komik durmuş. Buradaki herkes şarkıyla dalga geçerek eşlik ediyor. Bu arada Valentina’yı özleyenler varsa iyi haberim var kendisi Greenrom’da. 2012’den beri değişmeyen gelenek devam ediyor Eurovision severler Valentina’yı ekranlarda görüyor.

Karadağ:

Postcarddaki balıkçı Knez’den sonra Željko imzalı şarkımız başlıyor. Knez’e beş bayan eşlik ediyor bunlar hem dans hem de vokal olarak destek oluyor kendisine. Ağırlıklı olarak kırmızı arka plan kullanılmış. Knez bizim zeybeğe benzer şekilde dansına devam ediyor. Provalarda kazık gibi oynayan Knez ‘in aksine daha estetik dans ediyor ve basın merkezinde sağlam alkış alıyor.

Malta:

Amber’e postcardında paraşütle atlayarak bize gerçekten “savaşçı” olabileceğini kanıtladıktan sonra sahnede tek başına şarkısına başlıyor.Arka planda ışık dalgaları kullanılmış ve alevlerle güçlendirilmeye çalışılmış. Bu arada bol bol rüzgâr kullanılmış. Amber’in sesi gidip geliyor. Şarkının sonunda hiçbir masraftan kaçınılmayarak Allah ne verdiyse tüm havai fişek ve alevler kullanılmış.

-Burada Conchita mikrofonu devralıyor ve “Greenroom” kelimesinin kökenine “Yeşil murattır.” şeklinde bir açıklama getiriyor (Ciddiyim.).

Norveç:

Morland ve Debrah gölde kayıkla gezip “Honey…” diye şarkıya giriyor (Bu satırları yazarken Litvanyalı Monika basın merkezine geliyor ayağının tozuyla sahneden iner inmez.). İkilinin uyumu gerçekten mükemmel. Salonda geçen yıl Sanna’dan alışkın olduğumuz cep telefonu flaşlarını açma geleneği sürdürülmüş.

Portekiz:

Leonor postcardda dağları aşarak gücünü gösteriyor. Kendisinin sesi ve kamera açıları oldukça iyi. Bol bol rüzgâr efekti kullanılmış. Kendisine dört back vokal eşlik ediyor ancak sesleri çok uyumsuz geldi bana. Şarkıyı bozan onlar.

Çek Cumhuriyeti:

Marta ve Vaclav postcardda birlikte olsa da Vaclav “Elinin hamuruyla erkek işine karışma.” ya da “Ben partnerimin orada burada görünmesini istemem.” şeklinde bir şey düşünmüş olacak ki postcardda Marta’yı etkisiz eleman olarak kullanmışlar. Vaclav şövalye olmuş bu arada. Aralarındaki uyum ve sesleri kusursuz. Gerçekten mükemmeller. Bu mükemmelliği Marta’nın çorabının altından gözüken bacağındaki dövmesi biraz bozuyor. Bir ara ayakkabısını çıkartıp fırlatıyor. Şarkıyı o kadar içten söylüyor ki eminim arenada en önde olanlar “Yanlışlıkla kafamıza atar mı?” demişlerdir.

İsrail:

Nadav teleferiği rengârenk boyadıktan sonra annesine sığınıyor “Mamaaa…” diye şarkıya başlıyor. Provalardan farklı olarak şarkının başında tepesinde havai fişek patlıyor. Kendisine iki back vokal ve üç dansçı (muhtemelen Türkiye’den kolbastı ekibi) eşlik ediyor. Şahsen onca ballad arasında ilaç gibi geldiğini itiraf ediyorum, basın merkezindekiler de hemfikir olacak ki deli gibi alkış alıyor. İtici olan şey Nadav’ın ayakkabıları. Bu arada bol bol havai fişek kullanılmaya devam edilmiş ve şarkının sonunda sahnedeki herkesin bulunduğu bir “selfie” çekiliyor (Groupie demek daha doğru sanırım).

Letonya:

Pembe eşofmanlarıyla sabah sporunu yapıp şarkısına öyle başlıyor Aminata. Saçlarını provalardan farklı olarak bu kez toplamış. Back vokallerinin (üç bayan) uyumu kusursuz. Sesini çok ama çok iyi kullanıyor. Şarkı bitince “Daha devamı yok mu?” diyor insan.

Azerbaycan:

Elnur çocuklara kötü örnek oluyor çakmakla ve ateşle oynuyor postcardda (Şaka yapıyorum tabiî). Her zamanki gibi kusursuz. Dumanların arasında iki dansçısıyla şarkısını söylüyor. Sahnede oldukça rahat.

İzlanda:

Maria kelebek olup uçuyor uçuyor ve en sonunda sahneye konuyor. Kendisi birinciliğin yalın ayak sahnede şarkı söylemek olduğunu iyi kavramış sanırım ayaklarını yaldızla boyayarak sahneye gelmiş. Giydiği kıyafet ise 7-8 yaşındaki kızlarımızın müsamerelerde giydiği bale elbisesi. Çevresine “Sihirli Annem”den hatırlayacağımız ışık demetleri saçıyor. Beş back vokali var ve onların arasında aynen şöyle gözüküyor: “Hadi kızım amcanlara şarkı söyle, oyna.”. Arka planda kuzey ışıklarına yer verilmiş.

İsveç:

İsveç’in sahnesini hazırlaması zaman alıcı olduğundan Conchita Greenroom’da geyik yapıyor. Mans karşımıza astronot kıyafetleiyle çıkıyor. Sahneyi iyi doldurmuş ve kamera açıları çok iyi kullanılmış. Projeksiyon bir an şaşırıp Mans’ı ortaya alamasa da sonunda ayarlıyorlar.Bu arada aklımda hep o soru: “Deri pantolonla o adam nasıl duruyor?”. Ben bunları düşünürken şarkı bitiyor ve deli gibi alkış alıyor.

İsviçre:

Melanie buz hokeyi oynayıp kazanan taraf oluyor ve müziği duyuyoruz. Kendinin böyle bir şarkıda niye “sünnet çocuğunun annesi” gibi giyindiğini merak ediyorum. Bu arada Melanie de pelerin kullanıp rüzgârla dans etmekten geri kalmamış. Arkasında dört bayan dansçı var bunlar hem vokal yapıyor hem de ritim tutuyor. Şarkının sonuna doğru dumanlar püskürtülüyor ve tüm sesi yutuyor. Duman seslerinden şarkıyı duyamıyoruz.

Kıbrıs:

John sazlıkların arasında kano keyfi yapıp bizlere selam veriyor ve siyah beyaz yayınla karşımıza çıkıyor (TV’nizin ya da PC’nizin ayarlarıyla sakın oynamayın normal.). Arka planda parlayan yıldızlar kullanılmış ama bunlar farklı renklerde. Seyirci kendisine cep telefonu flaşlarıyla eşlik ediyor.

Slovenya:

Atlarla koşup zıplayan Maraaya piyano ile şarkıya başlıyor ve ışık demetiyle devam ediyor. Sahnede piyanist ve hayalî keman çalan bir dansçı eşlik ediyor. Kendisinin kulaklık takmasına hâlâ alışabilmiş değilim. Maraaya içinde ara ara rüzgâr kullanılmış. Kazanamazsa tek nedeni ayakkabı giymesi diyebiliriz.

Polonya:

Monika Viyana’da pasta yaparak mutfakta da iyi olduğunu gösteriyor ve insana: “Lezzetli görünüyor tarifini oylamadan sonra alayım.” dedirtiyor. Sandalyesi tüllerle örtülmüş ve arka planında pembe çiçek açmış ağaçlar kullanılmış. Sahnenin sağ ve solunda Monika’nın geçmişinden siyah-beyaz görüntüler yansıtılmış. İki bayan ve bir bay olmak üzere üç vokalist eşlik ediyor. Sesi provalara göre oldukça iyi.